
Burhan Doğançay – Bergin Azer Koleksiyonu
Yemek masasının altına girdiğimde gözüm avizedeydi. Dedem devler diyarı kralının tacını kaçırmış, sonra onu ters çevirip avize yapmış. Emekleyerek masanın ortasında oturdum.
Halının desenlerinde parmağımı gezdirirken, arada masanın kenarından kafamı çıkarıp avizeye bakıyorum. Altın varaklı kollarına takılmış ampullerin ışığı, her zamanki gibi kristalleri parlatıyor.
Orta kısmı, gerçekten ters çevrilmiş taçtı… Acaba kral tacını arıyor mudur, yoksa yenisini mi yaptırmıştır? Sorabileceğim kimse yoktu. Dedem taşırken zorlandı mı acaba? Peki onu devler diyarından nasıl getirdi, sorsam anlatır mıydı? Belki gizli kalmasını istiyordur. O zaman ben nasıl biliyorum bunu?
Gözüm yemek masasının kalın oymalı bacaklarına takılıyor. Ne kadar güzel desenler, yapan ustanın aletlerinin izleri hafifçe belli. Babam anlatmıştı. Yıllar evvel, büyük ev yapılırken dedem özel yaptırmış; hazır almamış, zaten o zaman hazır bir şey yokmuş ki. Okumaya devam et